Hangi göçten çıktık da, gecenin bu saatinde kör kaldık.
Ellerimiz hissiz, mecburen dokunarak tanımaya çalışıyoruz etrafımızı..
Hep diken batıyor avuçlarımıza.
Kan ile ter birbirine giriyor.
Adabını, ayıbını çiğnediğim toprakları konuşmuyor.
... Susmalıyız, sessizlik olmalı,
Sahnede yabancılar var..
Ve anlatılanlara göre hürüz de, hatta kağıt üzerinde mutluyuz..
Ama, kimse duymasın…
Çünkü, içten değil hiçbir içlik…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FULYA çiçeğinin hikayesi