Kayıtlar
Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Cem Adrian-Sen Yağmurları Sevdiğinde
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
benim gibi
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
bu gece tüm aşıklar çok yalnızlar kalplerinde umutlar bekliyorlar benim gibi.... evet o kahrolası umut bizi bir sürü yere sürükledi benim gibi aşıkları evet hepimiz çektik evet en acısı yanındayım diyip yanında olmayanlarımız esas bizi onlar öldürdü.... ben birkez daha ölmek istemiyorum ve artık bir kurtarıcıya ihtiyacım var.... beni kaybetmekten korkacak birine ihtiyacım var.....
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Biriydi, sadece bir olmak isteyen, bazen de keşke hiç olmasaydım diyebilen, olmak ve olmamanın mesele olmadığını düşünen biriydi. Akşam üstleri bitişik yazıldığında ortaya çıkan anlamla, ayrı yazıldığında ortaya çıkan anlam anlamsız. Anlam kadının kalbinden akıyor, anlam bacaklarına çarpıyor adamların, o kuru kalabalığın. Anlam ayıp ediyor bazen, canı fena halde dayak istiyor. Bir yumruk yetmiyor ki, bir kurşun lazım, ya da iyi bir gök gürlemesi. Ölmek, ölmemek, tıpkı sevmek ya da sevmemek gibi. Biriydi, çiçek kokularını ezberlerdi, papatya severdi, az yemek yerdi. Biriydi, severek bütün oyunu bozmuş, yaşanılası tüm geleceği yakıp yıkmış biriydi... Bu sefer kafiyeler denk gelmeyecek! Bu sefer, bu seferden dönmeyeceğim. Sefer olacak her yan, yön, yer!
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Zamanın mutluluk üzerinde tuhaf bir etkisi var. İnsan, yaşamının bazı anlarında ne denli mutlu olduğunu, o anın içinde mutlulukla sarılmışken değil de, ancak üzerinden uzunca bir zaman geçtikten sonra geriye dönüp bakınca algılayabiliyor. Acı böyle değil oysa, o ‘an’da bütün yoğunluğuyla yaşanıyor ve zaman, üzerinden geçip giderken acıyı da seyreltiyor.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
"Elinin körü" diyerek başlamak istemediğin halde, "elinin körü" kelimelerini katmak zorunda bırakıldığın bir cümlenin karşısına geçip ona hissiz halde baktığını fark ettiğinde, etrafında kimsenin kalmadığını anlamak çok zamanını almıyor. Hem bugüne kadar ne anladın ki? Hatta şuan bildiğin en gerçek şey anladıklarının herhangi bir mânâsının olmadığı değil mi? Öyle anlar ki bunlar, anlattıklarını anlamaya çalıştığını anlarken anlattığını, karşındakinin ne düşündüğünü boş veriyorsun. Bazen bir kelimeyle siktir olup gidiyor insanlar hayatından. Kimine göre çok önemli, kimine göre hiç bir nedenden! Bunu bile önemsemediğini hissettiğinde, hislerinin tamamen ortadan kaybolduğu fikriyle aranda ölümüne bir kavga başlıyor! Yalnızlığını kabul ediyorsun. Birileri seni alıp bir biblo gibi bıraksalar odanın herhangi bir köşesine umrunda olmayacak halde bir kabullenme bu! Nefes alıp verdiğini bilmek yeterli mi? Sadece nefes al, nefes ver, bu kadar mı? Kocaman bir boşluk, içine bi