İyiyim ben.

Hem neden “kötü” olacakmışım ki? Kötü olacak ne kaldı ki? Sana diyorum, kötü olacak ne vardı ki? Bitti zaten çoktan. Çok şey?, geçti üzerinden. Bilemediğim çok şey. Bilemediğin çok şey. Sildim çoktan tabii. Defterlerin arkasına bakıyorum, bastırarak yazdığın o yazıya. Yoksun. O verdiğin şey, kim bilir nerede. Uzatmak mı? Ne de anlamsız. Şu telefonun ışığı yanmadığı sürece, ona kaç para vermiş olmamın ne anlamı var ki? Boşver, zaten yanmayacaktı. Ki eğer yanarsa şayet, birileri bi’ şeyler soracaktı ya da aramak isteyecekti. Ne diyordum? Zaten sana göre, bazı şeyler çok fazla abartılıp yaşanıyordu, değil mi? Yere attığın o sandviç için bile Tanrı’dan özür dilemezdin. Sen böyleydin işte. Ben de böyleydim. Sen az ağlardın. Sen güçlüydün işte, umursamazdın. Babana kızardın, annenden nefret edebilirdin. Ben var ya, ben edemezdim. Ben sarılırdım belki, olmadı özür dilerdim, makas alırdım yanağından. Saçlarını öperdim. Sonra ben bazen uyuyamazdım hiç, bilirsin. Gözlerimi ovuştururdum bazen. Bir keresinde uyumak için dua etmiştim, yemin ederim hemen uyumuştum. Hiç unutmam. “Ee ama bi’ yerde yanlışlık var” diyorsun, biliyorum. Zaten farklı olduğumuz için seni seviyordum, aptal! Yine anlayamıyorsun. Kitap okusana. Gerçi sen ne anlarsın ki? Sen sıkılırsın. Sen birine aşık olamazsın. Sen bunalırsın. Sen sadece, “her şey için özür dilerim” dersin. Ki sen zaten artık telefonundaki o şarkıyı çalmaya başlattığında, aklına beni getirmiyorsun ki. Sen arabanın camına benim adımı yazmıyorsun ki! Sen artık beni sevmiyorsun ki. Ne yazık ki, sen sırf artık bazı şeyleri gerçekten bitirmiş görünmek için, -sevmiyormuş gibi yaparak- senden bahsetmemeye çalışmaktan ne anlarsın? Sen, bir insanın gerçekten artık sevilmediğini ve unutulduğunu hissettiğinde makarna yemekten zevk alamadığını hiç duymadın ki. Tuz işe yaramıyor, baksana hala anlamıyorsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FULYA çiçeğinin hikayesi

biri bana bunların sahte olduguna inandırsın